Harekete geçmek için dürtülerin ortaya çıkmasını beklememiz yeteneklerimizin yeterince hızlı gelişmesini mümkün kılmayacak. Özellikle ilk dönemlerde, risk altında bulunduğumuz aylarda, süratle, gelecekte bizi alt etme olasılığı bulunan dürtülerimize karşı özgüven kazanma ihtiyacımız bulunuyor.
Aylar sonrasında başlayacak lige hazırlanmak hedefiyle şimdiden uzun saatler boyunca antrenman yapan bir sporcu misali, günlük hayatın karşımıza çıkarabileceği, bizi riske atabilecek her türlü duruma karşı önden hazırlanmak akıllıca olacaktır.
Pornografi kullanma veya daha genel olarak cinsellikle ile alakalı dürtülerimizi ne ölçüde yönetebiliyor olduğumuzu gerçek hayatta tesadüf edebileceğimiz durumlarda, adeta deneme yanılma oynarcasına, test etmek son derece yavaş ve etkisiz bir strateji değil mi?
![](https://static.wixstatic.com/media/a8d4da_a676813f36764f7a82d584f2ace180dd~mv2.jpeg/v1/fill/w_980,h_653,al_c,q_85,usm_0.66_1.00_0.01,enc_auto/a8d4da_a676813f36764f7a82d584f2ace180dd~mv2.jpeg)
Ne diyeceksin, acemilik!
Dürtülerimi kontrol etme yolunda ilk yılımı "deneme yanılma" ile geçirdim desem yanlış olmaz.
Yüzleştiğim dürtülere karşı öğrendiklerimi sonradan karşılaşacaklarım üzerinde uygulamayı hedefledim.
Hazırlıksız yakalandığım bir dürtüye karşı yenilsem de, bu tecrübeden öğrendiklerimle bir sonraki sefer benzer bir duruma düştüğümde tepesine biniyordum arzularımın.
Mesela hiç ummadığım bir anda iş yerinde porno izleme dürtüsüyle karşılaştığımda çuvalladım belki ama giderek kendimi geliştirdim, düşe kalka ilerledim.
Lakin bir süre sonra bununla başa çıkamayacağımı, aşırı yıprandığımı gördüm.
Yüreğim her an ağzımdaydı. Usanmıştım ve sabrım tükeniyordu.
Hem ardı arkası kesilmeyen tetikleyicilerin çeşidi çoktu, hem de her yenilgi hayli moral bozucuydu.
Hayatımın kontrolünü bir türlü ele alamıyordum. Bu konuda yeterli pratiğim yoktu.
Sık sık karşıma çıkan dürtülerle mücadele etmem için büyük enerji harcamam gerekiyordu.
Parlak bir düşünce geldi aklıma, iyisi mi sen gel bir uyanıklık yap dedim kendime.
Dürtülerin karşısında süklüm püklüm durmaktansa, gelmelerini beklemeden, ben kendim onları hayal ettim zihnimde.
Deneme yanılmayı gerçek hayatta acı biçimde tecrübe etmeyi bekleyeceğime, evvelden zihnimde oynadım.
Mahsustan onlarca senaryoyu kafamda evirip çevirdim.
Tek birini bile atlamadan başıma gelebileceğini hayal edebileceğim her türlü olasılığın üzerinde vakit harcadım.
Zihinsel yazılımda kayıtlı zararlı her hatırayı beynimden sökme istercesine çalıştım.
Bu işe girişmem bağımlılık mücadelemde bir milattı.
Emeklerim meyvesini gecikmeden verdi.
Zihnimde yarattığım sahte gerçeklik, başarısızlığın riskleriyle yüzleşmeksizin dürtülerimi yönetebilmeme ön ayak oldu.
Gün içerisinde çekici bulduğum kadınlara bakıp durmamım porno izleme arzusunu tetiklediğini bildiğimden başta bu konuda üzerinde vakit harcadım.
Dışarıda, beklemediğim bir anda karşıma provakatif giyinen bir kadının çıkması.
Otobüste yanıma etkileyici birisinin oturması.
Beni mest eden bir genç kızın ofise gelmesi.
Apartman komşumun afet yeğenin karşıma çıkması.
Çok beğendiğim uzaktan bir akrabamla bir bayram ziyaretinde karşılaşmam.
Daha onlarcası...
Tüm bu durumları hayal ettim ve her birinde dürtülerime gümbür gümbür hayır diyerek değerlerime uygun kararlar aldım.
O anlardaki çoşkun duygularımı dikkate almayarak doğru olduğunu bildiğim şekilde davrandım her bir hayalimde.
Eşimle tartışıp kendimi çok kötü hissettiğim bir akşam porno izleme isteği hissetmemi de hayal ettim.
İşlerin kötü gitmesi ve borçlarımı ödeyememe kaygısıyla ofiste aniden porno izlemek istememi de.
Zamanla ayrım gözetmeksizin hemen her türlü tetikleyici durumu çalışmış oldum ve emeğimin karşılığını çok hoşuma giden bir yere ulaşarak aldım.
Dürtüler beni asla korkutmaz oldu. Büyük biz özgüven kazandım.
Gerçekte yaşanıp yaşanmadıkları dahi önemini kaybetti. Her halükarda hazırlıklıydım.
Karşılaştığım her tuzaktan sağ salim kurtulup, değerlerimle paralel kararlar alabiliyordum.
En büyük aydınlanmayı en sonda yaşadım.
Görünen oydu ki dürtülerimi tetikleyen unsurlar aslında koskoca bir hiçten ibarettiler.
Önemli olan benim onları nasıl algıladığımdı.
Ortada korkmamı, kaygılanmamı gerektirecek bir şey yoktu.
Maruz kaldıklarım ne duygularımı tetikleyebilirlerdi ne de bana ne yapacağımı dayatabilirlerdi.
Değerlerimle kararlarım arasındaki sıkı uyumu sağlamam çocuk oyuncağına dönmüştü.
Comentarios