top of page

DUYGULARIMIZ VE DEĞERLERİMİZ

Her birimiz kişisel tecrübelerimizin imbiğinden geçerek kendimize has biçimde duygularımızı deneyimliyoruz. Evet bu noktada hepimizin biricik olduğu söylenebilir.


Özgün olmayan, hiç birimiz için farklılık sergilemeyen ise şu:


Yaşam boyunca etrafımızı saran duyguların güçlerinin sınırlı olması.


Çoğumuz duygularımızın zaman zaman hayli kuvvetli olduklarını vehmediyor, onların şantajına boyun eğiyor olsak da, doğaları gereği duygularımızın üzerimizde yaratabileceği etkinin sınırlı olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmayalım.

Duygularımızdan kaçınmayıp onlarla yüzleşme cesaretini gösterebildiğimizde tanık olacağımız şey zihinsel yazılımın üzerimizde yarattığı yoğun korku, kaygı, heyecan, istek gibi duyguları eskisinden farklı tecrübe edebilecek ve onların aşırılıklarını zorlanmadan yönetebilecek olmamız.

Söz konusu olan duygularsa onlara ilişkin vurgulamamız gereken diğer bu husus oldukça geçici olmaları. Yeni duyguların kısa bir süre sonra eski duygular haline gelmesi. Hatta birbirleriyle taban tabana zıt duyguların dakikalar hatta saniyeler içerisinde kabarabilmesin imkan dahilinde olması.



Sıklıkla değişkenlik gösteren, bir görünüp bir kaybolan duygularımızın aksine değerlerimiz bir insanın hayatına esaslı şekilde tutarlılık ve kararlılık (denge) katıyorlar. Sahiplerine sarsılmaz bir duruş hediye ediyorlar. Kararlarımızda bocaladığımızda bize rehberlik ediyorlar.


Tıpkı dökülen çimento gibi, bir kez sertleştikten sonra yapılarını ömür boyu koruma eğilimi gösteriyor, yetişkin bireylerde ancak konsantre emek ile hatırı sayılır derecede farklılaştırılabiliyorlar.


Bu gerçeğin belki hoşumuza gitmeyecek yönü, belli bir yaşa ulaşmış kıdemli bir bağımlının, aydınlığa çıkabilmesi ümidiyle silikleşen değerlerini geliştirebilmesinin ancak aktif mücadele gerektiren bir süreç içerisinde mümkün olması.

Emek verilerek elde edilen, güçlendirilen değerlerin kaybının kolay kolay mümkün görünmemesi, aldığımız mesafenin, çalışmanızın karşılığının bizde kalacak olması ise aynı gerçeğin sevindirici yönü.


 

Çalışma:


Pornografi izleme dürtümüzü yönetebilme yolunda duyguların öngörülemez doğasının, geçicililiğinin ve sınırlı gücünün farkına varmalıyız.


Siz duygularınızı ne ölçüde güçlü hissediyorsunuz?

Örneğin porno izleme dürtüsü içinizde uyandığı an maruz kaldığınız duyguların gücünü tanımlamanız istense nasıl bir cevap verirsiniz?

Cinsellikle alakalı değerlerimizin bir kez yetişkin arzularıyla katılaştıktan sonra değiştirilmesi neredeyse imkânsız olduğu iddia edilebilir. Ancak zorunluluklarımız istisnaların kapısını açabilir.

Bu bağlamda, olduğu kadarıyla değerleriniz, sınırlarınız hakkında (bunlara uyup uyamadığınız farklı bir hikaye) kısaca yazar mısınız?

80 görüntüleme

Comments


1/23
bottom of page