Yıllardır anlık arzularımızın, geçici heveslerimizin oyuncağı olduk, yorgunluğumuz çoğumuzun yüzlerinden okunabiliyor.
Acılarımızın sona ermesine öylesine muhtacız. Zorluklar içerisinde büyük özveriyle emek harcıyoruz. Başarısızlığa tahammülümüz kalmadı. Uzayıp kabak tadı veren bu abukluklar fena halde canımızı sıkıyor.
Ne zaman işler biraz olsun rayından çıksa, biraz olsun dizginler elimizden kaysa derin bir ümitsizliğe düşebiliriz. Hüzne olan meylimizden melankoli sarmalına girebiliriz. Şiddetli bir belirsizlik tecrübe ettiğimizi sanabilir, eskiden kalma alışkanlıkla mücadelenin anlamsızlığı hissine kapılabiliriz.
Herşeyin yolunda gitmesine, biran evvel dertlerimizin geride kaldığı bir hayata kavuşmaya koşullandırıyoruz kendimizi, temennilere kapılıyoruz.
Ne var ki yüzleşmemiz gereken, iyileşme sürecimiz hakkında ilk bakışta can sıkıcı görünen bir gelişme ufukta bizi bekliyor olabilir.
Hayat boyu sürdürülen alışkanlıklara/bağımlılığa karşı mesafe almamızın akabinde bir miktar duraklama hatta gerileme deneyimlememiz sürecin en doğal, en beklenen gelişmelerinden birisi olarak değerlendirilebilir.
Hatta can sıkıntısını bir adım ileri taşıyalım, "en doğal, en beklenen" yerine "kaçınılmaz" ifadesini koyalım ve hüküm cümlemizi dikkatinize sunalım:
Kök salmış, uzun zamandır kendini tekrar edip duran bir alışkanlığa karşı, gayret sarfedip, önemli ölçüde ilerme sağlamanız ve bunu istikrarlı bir biçimde, bir kez olsun gerileme deneyimlemeden, sürdürmeniz ham hayalden ibarettir.
Bu bağlamda olağan beklentimiz, çaba göstermenize rağmen ilerleyemediğiniz hatta gerilediğinizi zannettiğiniz bir "hayal kırıklığı vadisinden" mutlaka geçecek olmamız.
Türkçesi, bir bakmışsınız ayağınız kaymış, hatalardardan nasibinizi almışsınız.
Hiç arzu etmeyiz ama ummadığınız bir anda "durduk yere" kendinizi duygularınızın yanında hizalanırken hatta malum ritüeli sergilerken bulabilirsiniz.
Bunların altını özellikle çizmemizin temel sebebi, tüm emeklerinize rağmen, kendinizi bazı zamanlarda öğrendikleriniz uygulayamıyor gibi hissetmeniz durumunda, hata yaptığınızda içinize çöreklenebilecek korkuya kapılmamanız. Dürtülerinizin eline koz vermemeniz.
Çabalarınızın aldatıcı biçimde etkisiz göründüğü bazı kısa periotlar geçici olacağını bilmeniz.
Korku ve panik sularında seyretmek, ateşe dökülen benzin misali, bağımlılığınızı alevlendirme yeteneğine sahiptir.
Bizim adımıza kurtuluşun tek ilacı enseyi karartmadan yolumuza devam etmektir.
Engelleri yıka yıka su yatağına kavuşacak ve biz de emeğimizin karşılığını alacağız.
Beklentilerinize uygun, sağlıklı bir hayata yönelme bağlamında "harika" haftalar geçirdiniz. Peşinden bir kaç zorlu gün gelebilir, kendinizi taze becerilerinizi kullanamaz durumda bulabilirsiniz.
Şaşılacak bir durum yok ortada. Siz henüz bir "öğrecisiniz", yolun başındasınız. Tabi ki tökezleyeceksiniz.
Hiç bir yenilgi beklemeden mutlak zafere ulaşmayı hedeflerseniz kendinizi ümitsizliğe kurmuş olursunuz.
Hatalarımızdan ötürü kendimizi hırpalamak aleyhimize dönecektir.
Beklenen başarı grafiğimizi bir şeye benzetmemiz gerekecekse, çoğumuzun pek bir aşina olduğu dolar/tl paritesine ait grafiği örnek verebiliriz.
İçinden geçtiğimiz sürecin olumluya evrileceğinin işaretlerini veren, orta ve uzun vadeli bir incelemede genelde yukarı doğru gidişat gösteren ama ara ara gerileyen, zaman zaman sabit kalan bir grafik.
Comments