"Bir şeyin ters gitme ihtimali varsa ters gidecektir"
"Ters gidebilecek her şey, ters gidecektir"
Murphy yasalarını ciddiye alanlardan mısınız? Değilseniz, bunu tekrar düşünmenizde fayda olabilir.
Bağımlılığımızın kökünü kazıma yolculuğunda öğrenme sürecimizin ayrılmaz bir parçası bazı işlerin ters gitmesi veya hatalarımız olacak. Hatalarımız öncelikle tecrübe eksikliğinden (bizi ancak deneyimlerimiz ileri taşıyabilir) sonra da doygunluk hissinden ileri geliyor.
Değerlerimizi referans aldığımız sağlıklı bir hayatı yaşamayı henüz içselleştiremediğimizi de göz önüne seriyor aynı zamanda.
Sendelemeyi, samimiyetle iyileşmeye adanmış olmamıza rağmen kendimizi değerlerimize aykırı davranışlar içerisinde bulmamız olarak tanımlayabilriz.
Yüzleşmeye hazır olmadığımız durumlarla karşı karşıya kaldığımızda yeterince olgunluk sergileyemediğimiz, duygularımızı referans alarak düştüğümüz yanılgılar. Eski halimizi hatırlatan davranışları, önden gelen sinyalleri gözardı ederek, bilinçli veya bilinçsiz yinelememiz.
Hazırlıksız yakalandığınız ve geçmişte en iyi yaptığınızı (duygularınızın etkisiyle seçimler yapmak) tekrarladığınız, bir yere kadar kabul edilebilecek, insani haller.
Sendelemelerin kaçınılmazlığı bizim adımıza moral bozucu olmak zorunda değil.
Moral bozucu olan, kendimize karşı dürüstlüğümüze gölge düşüren yaklaşımlarımız olacaktır.
Sendelemeleri tehdit derecesine yükselten de bu yaklaşımlardan başka bir şey değildir.
Uzun bir rahatlama dönemi geçirmiş, yaşadığım özgürleşme süreciyle beraber adeta bir ruhum olduğunu tekrar hissedebilir olmuştum.
Herkese, her şeye minnettar gibi yaşadım aylar boyunca.
Duygularımla samimi bir iletişim içerisindeydim.
Uzun zaman sonra nihayetinde, bir zamanlar boyunduruğu altına girdiğim tiksinti verici alışkanlığımı unutmuş görünmekle beraber, sevincim de yerini "ne olmuş ki!" vurdumduymazlığına bırakmıştı.
İçimdeki anlaşılmaz bir hal sanki beni, yıllarca pornografi bağımlısı olarak yaşamadığıma, tüm o ızdırapların muhatabının bir başkası olduğuna ikna etmeye çabalıyordu.
Kendimi imtiyazlı sanmaya başladım.
Tüm yaşadıklarım tarih olmuştu.
Alışmıştım yeni hayatıma, büyük acılar olmadan da yaşanabileceğini kanıksamıştım.
İzleme isteği nadiren şöyle bir yokluyordu lakin pek bir cılızdı; "böö!" dediğimde korkup kaçıyordu. Öyle aman aman bir heyecan da yaratmıyordu zaten.
Bir süre sonra bunalmaya başladım.
Özgüvenin de verdiği rahatlıkla sınırlarımı zorlamaya yeltendim.
Bir cumartesi akşamı, can sıkıntısıyla izleyecek bir şeyler ararken sendeledim.
Çok reklamı yapılan bir filme, hiç lüzumu yokken, önceden de kontrol etmeden dalıverdim.
Aslına bakarsanız bunu yapmamam gerektiği aklıma geldi ama mırın kırın ederek kışkışladım bu fikri zihnimden.
Bir de ne göreyim, basbayağı erotizm dolu bir filmdi, sahnelerin biri başlıyor, birisi bitiyordu.
Bu kadar rahatlıkla izleyebilmeme, duygusal yoğunluk yaşamamama, içime porno izleme isteği doğmamasına sadece şaşırmadım, hoşlandım da bundan.
Bana kalsa yine duracağım yoktu da, hanımın aniden salona damlayıp suratını asmasıyla kendime gelebildim.
Zaten yaptığım yanlıştı, başta belirlediğim vizyonuma, değerlerime aykırıydı.
Üstelik ateş hattında kalmak gibiydi benim için.
Tüm yaşadıklarımdan sonra kendime böylesine tehlikeye atmam olacak şey değildi.
Artık eski günlere geri dönüş yoktu.
Boşluğuma geldi saydım, ayağım sürçtü dedim.
Kendime nasihatte bulundum, bir daha yaşanmaması için daha ihtiyatlı olmaya karar verdim.
Comments