Bir kısmımız ümitle ve iyimserlikle "bakalım ne varmış?" havasında Program'a balıklama dalıyoruz.
Kendimizce sebeplerden iyimser duygularımız haftalar içerisinde sönümleniyor; sıkılmış, kafası karışmış halde kalakalıyoruz.
Bağımlı bir zihnin tipik tuzaklarından birine düşüyor, bir arpa boyu ilerleyemediğimiz, beyhude çaba gösterdiğimiz vehmine kapılıyoruz. Oysaki yersiz kuşkularımız kendi çarpık düşüncelerimizin izdüşümünden başka bir şey değil.
Bağımlılık ritüellerin tadını almış bireylerin karakteristik özelliklerinden birisinin, hemen, o an, derhal sonuç alma arzusu olduğunu biliyoruz. Bu insanlar harika neticelere er geç ulaşacak olsalar dahi, ne yaparlarsa yapsınlar "mutluluğu" erteleyemiyorlar. Bugün emek verip yarın sonuç almayı ummak bağımlılığı karakter haline getirenlerin işi değil.
"Beklentilerimizle örtüşmeyen", "aklımıza yatmayan" kolayca "işe yaramaz" damgası vurduğumuz Program haftalar içerisinde gözümüzden düşüyor.
Sonuç almak adına kendimize vakit verelim.
Kişisel trajedimizi bir zafere dönüştürebilmek zannettiğimiz kadar zor değil.
Bir başka grup en küçük bir başarısızlıkta kaşla göz arasında Program'ı bırakabiliyor, daha ilk adımda yelkenleri suya indiriyorlar. Oysaki bir şeyden vazgeçtiğimizde, başaramayacağımızı zannettiğimizde, bunun nadiren gerçek sınırlar nedeniyle olduğu aklımızda tutmamız gerekiyor.
Bu insanlar çok geçmeden alışkanlığın getirdiği ağır sonuçlar karşısında yaşadıkları çaresizlikten, geri dönüyorlar. İlk haftalarda işe yaramaz görünen derslerden aldıkları faydaların somutlaşması onları yeniden çabalamaya teşvik ediyor.
Bu kategorideki bireylerin pek çok kez Program'ı bırakıp tekrar geri döndüklerine şahit oluyoruz.
Zamanla öylesine bir davranış şablonunu benimsiyorlar ki, alışkanlık görünmez olduğunda Program'a uğramıyor, "başardım" havasına giriyor; alışkanlık su yüzüne çıktığında tazelenmiş bir ümitle geri dönüyorlar.
İyi haber şu ki, her seferinde sıfırdan başlamış olmuyorlar.
Diğer bir grup hayatın meşguliyetleri nedeniyle ara ara uzaklaşsalar da özellikle birinci yıl muntazaman Program'ı takip ediyorlar. Samimiyetle emek verip ilk zamanki motivasyonlarını koruyorlar.
Derken kısa sayılabilecek bir sürede bağımlılığa karşı özgüven kazanıyor bu insanlar. Kazandıkları özgüven Program'ı çalışmayı devam etmek noktasındaki motivasyonlarını kamçılıyor.
Neyin, hangi derslerin kendilerine hitap ettiğini farkedip onlar üzerinde daha çok duruyor, alakasız oldukları dersleri pasif bırakıyorlar.
Er geç keşfediyorlar ki onları dönüştüren Program'a gömülmek, körü körüne bilgi ezberlemek değil. Aldıkları kararlar, yaptıkları seçimler, hatta düşündükleri onları yeniden inşa ediyor. Program'dan öğrendiklerine kucak açarak tüm mesailerini hayat mücadelesine harcıyorlar.
Kafalarını gözlerini yarıyor, kellelerini koltuklarına alıyor, kendilerini kurtarmak için sorumluluğu yükleniyor, irili ufaklı zorlukları aşıyorlar. Diğer bir anlatışla, zorlukları ve başarısızlığı kucaklayıp risk alıyorlar.
Kendi kavrayış sınırlarını zorlayan, hata yapan, düzelten, yine daha fazla hata yapan insanlar bunlar. Bıkmaksızın kendilerine meydan okuyan ve mücadeleyi kucaklayan tipler.
En nihayetinde sadece kendi hayatları değiştirmekle kalmayıp, bizlere de ilham veriyorlar, hepimize umut ve inanç aşılıyorlar.
Diğer bir grup, merak ediyor, kıyısından köşesinden bir şeyler öğreniyor ama sırf öğrenmiş olmak için.
İhtimal, vicdanlarını rahatlatmak, "bak denedim" diyebilmek için
"Malumat" sahibi oluyorlar lakin bunu içselleştiremiyorlar.
Kendi gerçekleriyle yüzleşmeye, bağımlılığa karşı kolları sıvamaya, özveride bulunmaya hazır değiller belki.
En sefil koşullarda bile "yılların canciğer arkadaşını" terk edecek kadar ileri gitme fikrini hoş karşılamıyorlar.
Birkaç saatliğine acıdan kaçışı ve unutuşu halen pek cazip buluyorlar.
İnkâr zindanını terk edemeyip kendi gerçeklerine yabancılaşıyorlar.
Bir tarafları en samimi biçimde düzelmek istemiyor değil fakat kaçak güreşiyorlar, zira ezici bencil arzuları galebe çalıyor.
Hayatlarında bir anlam bulmayı değil, haz almayı veya acıdan kaçmayı temel amaç ediniyorlar.
Özgürlük fikri zamanla çekilmez oluyor onlar için.
Bu girdaptan kendilerini çekip çıkartmak için tutunacak bir dal bulamıyorlar.
Bu koşullar altında çok geçmeden devam etme dirayetlerini yitiriyorlar.
Comments