Öğrendiklerimizi uygulamaya koymak için kolları sıvıyoruz.
Önümüzdeki derslerde dürtü anında nasıl davranmamız gerektiğini, dürtümüzü nasıl dizginleyebileceğimizi, nasıl işimize yarar seçimler yapabileceğimizi öğrenmeye ve pratik etmeye başlayacağız.
Amacımız dürtümüzün baştan çıkarıcılığından kaçmak, onu yok saymak, aklımıza başka şeyler getirmeye çabalamak değil (bunun maliyeti büyük olurdu.)
Bilakis dürtümüzle yüzleşip onun ortaya çıkışını lehimize kullanabilmenin, "fırsatı" değerlendirmenin, onu onarıcı bir duygusal deneyime dönüştürebilmenin peşindeyiz.
Dürtü her belirdiğinde süreci öyle bir yönetmek istiyoruz ki,
daha sonraları yeniden gelip çattığında, gitgide cılızlaşan ve bizi rahatsız edemeyecek bir halde bulabilelim onu.
Hatta bir süre sonra kendisini gösterebilecek mecali bulabilse dahi, kendimizi tehdit altında hissetmeyelim, ondan korkma fikrine dudak bükebilelim. Nihayetinde, bir zamanlar karşı konulmaz pozu kesen porno izleme arzumuzu küçük bir baş ağrısına indirgeyebilelim.
Amacımız pornodan "faydalanma" dürtümüzü adım adım aşındırmak. Zorlayıcı ritüelimizin yıllar içerisinde zihnimizde oluşturduğu güçlü yazılımın üzerine aşamalı olarak yeni bir yazılım işlemek.
Asla panik olmadan, korkmadan, onun sınırlı gücünün, üzerimizdeki sınırlı etkisinin bilinciyle, ona karşı yapılmasını gerekenleri yapacağız.

Şimdiden bocalamamıza kapı açabilecek bir kaç konuyu dikkatinize sunalım.
Mükemmel bir iş çıkarmak zorunda olduğumuzu düşünme yanlışına düşüp strese girmeyelim. Unuttuğumuz, es geçtiğimiz vakitler olabilir. Basit zaruretler bizi engelleyebilir
Her dürtü anında öğrendiklerimizi uygulamaya koyamayabiliriz veya harfi harfine uyamayabiliriz. Teknikleri sindirmemiz vakit alabilir. "Zihinsel kaslarınızın ağrısı" zaman zaman sizi bir miktar yavaşlatabilir.
Başarısızlık korkusu içinde stresli bir öğrenme sürecine göz yummamalıyız.
Rahat olmalı, becerilerimizin hızla keskin biçimde bileneceğine tanık olacağımızdan şüphe etmemeliyiz.
Yüksek kaygı ve stres altındayken, alışkanlığımıza ait dürtülere maruz kaldığımızda duygularımızı izole edebilme yeteneğimiz köreliyor.
Bununla birlikte, bağımlılık geliştiren insanlarda sık görülen "ya hep ya hiç" yaklaşımının bizi yarı yolda bırakmasına da izin vermemeliyiz.
"Tam başaramıyorsam, bırakayım o zaman" tuzağına düşmekten sakınmalıyız.
Zira ortalama bir performans göstersek dahi çarpıcı sonuçlar alabileceğimizi bilebiliriz.
Kısa süre sonra fark edeceksiniz ki, en etkili dürtü kontrolü, dürtü ortaya çıkmadan evvel, proaktif bir yaklaşımla yapılan kontroldür. Önümüzdeki günlerde öğreneceğimiz bir teknik ile dürtü anlarını tam donanımlı biçimde karşılayabileceğiz. Hatta dürtü ortaya çıktığı an istediğimiz yönde, lehimize bir takım tepkilerin otomatiğe bağlanabildiğine şahit olacağız.
Zorlayıcı ritüelimizin başlıyor olduğunu hissedebiliyor, ritüelin ilk adımlarının ne olduğu biliyoruz.
Dürtü ortaya çıkar çıkmaz "one minute, bu sadece bir dürtü, sadece bir duygusal yoğunluk" veya dilediğimiz "alarm cümlesini" söyleyerek zırhımızı kuşandık.
Hemen panik halinde, heyecan içinde, adeta transa girercesine duygularımıza teslim olup, ritüeli devam ettirmek yerine kısacık da olsa bir zaman (örneğin 5sn) kazanıp ritüeli kesintiye uğratıyoruz işte bu "alarm cümlesi" ile. Diğer bir deyişle, o karmaşada kendimize bir yol açmaya çalışıyoruz.
Fazlaca içine kapanık biri olan karakterimizin kadınlar üzerinde saplantılı biçimde düşünüyordu.
Kendisinin zorlayıcı ritüeli çekici bulduğu bir kadını gördüğünde başlıyor.
Beğendiği bir kadına bir kere gözü değdi mi, ayağı yerden kesiliyor.
Kadınlara bakmanın ayartısıyla iradesi dumura uğruyor.
Hangi ortamda bulunursa bulunsun; kendi yanında, kadının yanında kimler olursa olsun,
Yapışkan gözlerle , doymak bilmez biçimde şekilde bakıyor.
Bakışlarıyla yiyor, içiyor kadını.
Bir yandan hayal kuruyor, kadını uygunsuz vaziyetlerde düşlüyor.
Tekrar uzun uzun bakıyor.
Ritüel bitip sis bulutları dağıldığında, duygularının belden aşağı hamleleleri hafiflediğinde adeta transtan uyanır gibi kendine geliyor.
Sadece büyük üzüntü duymuyor, büsbütün kendisinden utanıyor.
Bir de baktığı kadının yanında eşi, çocuğu, bir yakını varsa; utancı katlanıyor, kendini yerden yere vuruyor, "ölsem de kurtulsam" dediği oluyor.
Karakterimizin zorlayıcı ritüeli, çekici bulduğu bir kadın gördüğü an başlıyor. Kadını görmesiyle, ona bakmak için ayartılması bir oluyor.
Bu aşamada karakterimizden istediğimiz şu: Kadın karşısına çıkar çıkmaz, duygularına dalmadan, transa girmeden anında "bir dakika!" diyor, "bu sadece bir dürtü, çok geçici bir duygusal yoğunluk"
Bu şekilde geçici bir süreliğine de olsa (5-10 saniye örneğin) ritüeli kesintiye uğratmasını, bir mola vermesini istiyoruz.
Çalışma:
Araç sürerken, ofisteyken, toplu taşımadayken...
Kimseyle konuşmamanız, kimseyi dinlememeniz sadece buna odaklanmanız gerekiyor.
Zorlayıcı ritüelinizi düşününün, her neyse bu ritüel.
Daha önce tespit ettiğiniz, adını koyduğunuz ritüelin ilk adımını.
Aklınıza porno izleme dürtüsünün gelmesi olsun bu.
Veya kişisel tercihiyle bizi duygusal olarak zor durumda bırakabilecek bir giyim tarzını tercih etmiş bir kadına gözünüzün ilişmesi olsun.
O anı hayal edin, dürtünün hissedildiği saniyeleri.
Aniden bir duygu yoğunluğu ile sizi pornografiye çeken kuvveti.
O anın içerisinde canlandırın kendinizi.
İşte tam o anda şunu deyiverin içinizden " bir dakika, bu sadece bir dürtü, sadece geçici bir duygusal yoğunluk"
Bunu birkaç kez değil, mümkünse onlarca kez hayal edin.
Bunu yapmanız durumunda gerçek hayatta dürtüyle temas ettiğiniz an alarm cümlenizi telaffuz etmeniz, ritüelin başlamak üzere olduğunu bilmeniz hiç de zor olmayacaktır.
Alarm cümlesiyle ritüele bir mola verebilmeniz dürtü kontrol sürecinde iyi bir başlangıçtır ama yalnızca başlangıçtır.
Commentaires