Hakiki bilgi yoksunluğu çektiğiniz; işe yarar düşüncelerle, tekniklerle, tecrübeyle donanmadığınız acımasız bir mevsimde çaresizce dürtülerinizin peşinden gitmiş olmanız, alışkanlığınızı asla geride bırakamayacağınıza yönelik gerçek dışı inancı güçlendirmiş olabilir.
Sonsuza dek sürecekmiş gibi görünen canavar arzularınız karşısında umudunuzu kesmenin eşiğine varmış olabilirsiniz.
Algılarınızın çarpıtmaları kendiniz hakkında fevkalade olumsuz bir fikre sahip olmanıza da yol açmıştır büyük olasılıkla. Kendinizi yalnızlaşmış, utanca bulanmış, geri dönüşü zor bir ahlaksızlığa sürüklenmiş gibi hissetmiş hatta üzerinize "sapık" etiketi yapıştırmış dahi olabilirsiniz.
Zihninize musallat olan çarpık düşünceler öfke ve suçluluk keselerini patlatıp iyi ve güzel olan hiçbir şeyi hak etmediğinize derinden derine inandırmış da olabilir sizi.
Yıllarınızı heba ettiğinizi, hiçbir şeyi geri getiremeyeceğinizi, fazlasıyla örselendiğinizi, bir şeyler düzelse dahi bağımlılığın yol açtığı hasarın telafi edilemez boyutta olduğunu ve tüm bunların altından kalkamayacağınızı muhtemelen içinizden geçiriyorsunuz bir kısmınız.
Gerçek şu ki başımıza bela ettiğimiz alışkanlığı geride bırakabilmek, her şeyden önce bahsi geçen "ölümcül" algıları toprağın altına gömmekle mümkün olabilecek.
Bugün sorumluluk alma günü.
Artık cehalete sığınamayız.
Dönüm noktasındayız, ne yapmamız gerektiğini biliyoruz.
Bizden öncekilerin, bilgeliği elde etmenin en acı verici yoluyla , deneyim yoluyla, kendilerini paralarcasına elde ettikleri kazanımları hem kendi hayatımıza, hem de geliştirerek bizden sonrakilerin hayatına taşıyabilmek için sorumluluk üstlenmek...
Geçmişimizde her ne olursa olsun, yapageldiklerimizin kefaretini ödemek ve yarınlara kalabilmek adına yeterince büyük bir eylem olacaktır.
